İzleyiciler

29 Şubat 2012 Çarşamba

enkazodasının mimine istinaden mimcik...

1. Hayatınız filme çekilse adı ne olurdu ve soundtrackinde hangi şarkılar yer alırdı?


valla bu aralar ''7 kocalı hürmüz'' dönüyor fonda da'' hey tanrım bana 3 tane, 3 te yetmez 5 tane,5 te yetmez 7 tane ver ver ver ver ver allahım verrrr çalıyor:))))))''


2. Bir şeyleri değiştirme gücünüz olsa ne yada neleri değiştirirdiniz?


Doğduğum günü değiştirmek isterdim...doğmamış olmak için:))))


3. Sizi en çok etkileyen sinema sahnesi yada sahneleri?


ohooo hangi birisini söyleyim...ama en çok ta babam ve oğlum da son sahne diyim bari:))


4. Yaşadığın şehir bir günlüğüne yalnızca sana tahsis edilmiş, senden başka hiç kimse yok. Ne yaparsın?


altını üstüne getirmeyen şerefsizdir bee:)))))


5. Şu sıralar ilgiyle takip ettiğiniz diziler?


şu sıralar dizi izleyememe hastalığına yakalandım...ya başını ya sonunu yada ortasını seyrediyorum strese girdiğim anda bir bakıyorum aaaa nereye gitmiş onca oyuncu arıyorum arıyorum bulamıyorum...hay allah gördünüz mü nolcek benim bu halim :))))


bu mimi :
düşkızına,
dayatmalarda kayboluşa,
zoitsaya,
nar-ı cana,
piçkurusuna yolluyorum:)))ohh kolay gelsin size:)))))

havaya, 
suya, 
toprağa düşen cemre...
ne zaman düşeceksin
kalbime?
daha kaç bahar bekleyecem?
yolunu gözlemekten geçtim...
haberin bile gelmemişken...
ben nasıl bekleyecem seni?
beklemelimiyim ki...
tamam ben her bahar aşık olurum
olmasına da...
sıkılmadın mı
benden uzakta kalmaya?

İyi ki geçiyorsun zaman... Ya acının en derinime işlediği bir anda donsaydın?


Mevlâna Celâleddin-i Rûmî.

insan sevdiğini hiç üzer mi? sen söyle pepe bazı kaz kafalılar kazık kadar olmuşlar hala üzüyorlar...


pepee - insan sevdiğini hiç üzer mi? şarkısı | izlesene.com

bir vazgeçişi öyküsüdür ahan da bu...


zaman hiç bir şeyi değiştirmiyor...
düzeltmiyor...
üstelik vazgeçmişim ben de herşeyden...
kendimi yeniden
yeniden ve 
yeniden birine anlatmaktan...
beklentisiz yaşamak
tamda şimdi
ama eskiden beri
benim gibi...
kendim gibi...
sadece yaşamak
kırılmamak
kırmamak için
tam da sırası
her şeyi arkada bırakmak...
tam da sırası
baharı karşılamak
tamda sırası yitiklerin ardından
şenlik ateşi yakmak...

25 Şubat 2012 Cumartesi

...

bazen kendime inanamıyorum...neden yaa neden bu kadar salak insanlarla muhatab oluyorum ki...yada olmak zorunda kalıyorum ki...yoksa bende de bir salaklık mı var...hayır öyle değilse niye hep beni buluyorlar ki...


Yılmaz Erdoğan aklıma geliyor...Tamam ben küçükken mıknatıs yutmuş olabilirim de bütün salaklar da demir mi yutmuş acaba?
Yutmuş be Yılmazcım yuttamayasıcalar...Yutmuşlar...


neyse geçiyorum bu serzenişimi ve size asıl anlatmak istediğim şu...
bizimkiler geçen sene memlekette ev yapmaya karar verdiler ve bütün yazı orada geçirmek için inşaata başladılar...gel gör ki bu kararı eylül ayında aldıkları için iki ayda evi bitirmeleri gerekiyordu...ama yurdum insanı uyanık türlü oyalamalardan sonra ev inşaatını yarım bıraktı ve sonunda havalar soğuyunca kış için geri döndüler...usta ,abi sen git ben evi bitiririm deyip gönderdi bizimkileri...heyhat ev bitmedi...adam firari...bildiğin firari...bizimkiler havalar ısınınca memlekete gitme planları yapadursunlar bende bir an önce gitsinler de özgürlüğümü ilan edeyim diye türlü oyunlar oynuyorum...ama bir uyanıklık geldi bana sormayın...
şimdi desem ne zaman gideceksiniz işte martta gidin falan kıllanacaklar geç gidecekler...bende aman gitmeyin daha kar varmış havalar iyice ısınsın öyle gidin deyip duruyorum...geçenlerde abim sordu bende pür dikkat dinliyorum ama bir yandan da çaktırmıyorum...babam nisan ortası gibi gideriz kar varmış daha yerde ,kış çok olmuş bu sene dedi...bende yaa olmaz o zaman mayısta gidin ne yapacaksınız kışta soğukta orada dedim...bir yandan da ohh ohh gidin gidin dedim ama içimden:)
neyse bekliyorum şunun şurasında bir bilemedin bir buçuk ay sonra heyy özgürlük diyecem ve izmir kazan ben kepçe ,nerede sabah orada akşam gezecem de gezecem...kışın hiç bir yere gidemedim hiç birşey yapamadım acısını bir şekilde çıkarmam lazım değil mi ama:)))

24 Şubat 2012 Cuma

yuh artık...

Bu sabah yine canım arkadaşımla aynı otobüse bindik ve yol boyu sohbet ettik...bir ara arkadaşım dedi ki:
-bizi yakında almayacaklar bu otobüse sabah sabah milletin kafasını şişiriyoruz...
-amaann almasınlar indirdikleri yerden başka otobüsle devam ederiz...
(yalnız bendeki cevaba bak...susalım yok,iner başka otobüse bineriz:) yuh diyorum kendime:))


sanırım sabahları çenem çok düşüyor...bu arada kitap okumaya da devam ama bende :)

?

sadece biraz şevkat ...
biraz süt...
birazcık ta ilgi...
bulunur mu sizin diyarlarda?

kaz...

bana dost görünüp arkamdan kuyumu kazan sen...
sen varyaaa...
kaz kafalısın...
hala anlamadın değil mi?
sen giderken ben dönmüştüm o yoldan...
sadece giderken sana haber vermemiştim...
sandın ki ben saf sen akıllı...
tabi yaa bir tek sen akıllı...

21 Şubat 2012 Salı

hediye çekilişine buyurunnnnn :)))

hadi oradan...

hadi oradan diyorum...arkamı dönüyorum...hani bazen bazı kişiler seni uyuttuğunu sanır ya...hani sen aslında her şeyin farkındasındır...ama olanların farkında olmadığını sanır karşındaki...seni kandırdığını düşünür...yalanını yuttuğunu sanır...oysa ki sen her şeyin farkındasındır...sadece söyleme gereği duymazsın...oysa ki sen onun geçtiği yollardan ondan önce geçmişsindir...hatta bazı durumlarda ona tur bindirdiğin bile olmuştur...ama karşındaki seni niyeyse hafife almak ister...öyle bir gaflet ve dalalet içine girer...işte o zamanlarda ben hadi oradan der,arkamı döner,kapıyı kapatır ve oradan çıkar giderim...hem öyle bir giderim ki...sanki orada ,onunla hiç olmamışım gibi...onca yaşanmışlıkları hafife aldıkları için,beni kırdıkları için,beni hiç bir şeyden habersiz uzaylı konumuna soktukları için...bunu yaparken de hiçbir şey söyleme gereği duymam bile...çünkü her ne kadar onlar beni salak yerine koysalar da ben onlara aynı şeyi yapma gereği duymam...böyle durumları bu ara sık sık yaşar duruma geldim niyeyse...bunca geçirilen zamanlardan sonra hala beni tanıyamadıklarına yada kendimi onlara anlatamadığıma üzülüyorum ...sadece zamanımın böyle insanlarla geçmiş olması yani boş bomboş geçmiş olmasına üzülüyorum...insanlar mı beni hafife alıyor yoksa ben mi onları hafife alıyorum bilmiyorum ama bunca yaşanmışlıklara rağmen böyle bir durumla karşı karşıya kalmam sanırım benim insanları hala tanıyamamış olduğumu herkesi kendim gibi iyi niyetli olduğunu varsaydığımı gösteriyor...hala...onca yediğim kazıktan sonra hala...neyse...sadece hadi ordan diyorum ve gidiyorum...

20 Şubat 2012 Pazartesi

kötüyüm ben kötüyümm kötüyümmm :)

aldım intikamımı sonunda:) hani doğum günümde beklediğim ama gelmeyen kutlama telefonu bile etmeyen arkadaşım vardı ya...işte dün de onun doğum günüydü...bende -ki 94 den beri asla atlamam doğum gününü kutlamayı-aramadım onu...dün akşam saat 11 gibi dayanamadı kendi aradı...sen birşey unuttun farkında mısın diye...bende hiç bir şey olmamış gibi davrandım...ne unuttum ki dedim...doğum günümü kutlamadın diyince acaba neden dedim...hafızasını zorlayınca nedenini kendi buldu zaten birşey demeye gerek kalmadı...
neymiş ...KÖTÜYÜM BEN KÖTÜYÜMMM KÖTÜYÜMMM KÖTÜYÜMMMMM...:)))))))YAŞASIN KÖTÜLÜK...

18 Şubat 2012 Cumartesi

hediye çekilişine buyurunnnnn :)))

arızaya geçmeye az kaldı...

bu ara yaşadığım şeyler canımı çok yakıyor...ben öyle çok çok büyük şeyler beklemiyorum ki kimseden...sadece benim de incinebilir bir varlık olduğumu anlasınlar ona göre davransınlar istiyorum...benim insan ilişkilerinde gösterdiğim özenin bana da gösterilmesini istiyorum...hepsi bu...ama sanırım bunu çok görüyorlar ki hep aynı kalp kırıklığını yaşıyorum...nasıl çözeceğimi de bilmiyorum bunu...durum gittikçe içinden çıkılmaz hale geliyor...seviyorum sevdiğim için tolerans gösteriyorum...bu sefer böyle olsun bir daha yapmaz diyorum...ama o her defasında aynı şeyi,aynı özensizliği gösteriyor...kırılıyorum...susuyorum...ama bu durum nereye kadar bu şekilde devam eder bilmiyorum...insanlar ne kadar sabırlı olduğumu söyleyip duruyorlar...(ki ben salaklık olarak görmeme rağmen aynı durum devam ediyor)ben sabrımın ne zaman taşacağını merak ediyorum...çünkü taştığında gözüm hiç bir şeyi görmüyor...kırıldığım için bende kırıyorum bu sefer...ama insanların zeytinyağla akrabalıklarını bu durumlarda çok net görüyorum...kaldı ki ben o saatlerde gemileri çoktan yaktığım için umrumda olmuyor bu durum...neyse çok içlendim yine ...kime anlatsam ki derken kendimi bloğa yazar halde yakaladım...bu da böyle olsun artık ne yapayım...içimde kalacağına bloğumda kalsın...

17 Şubat 2012 Cuma

Kaf Dağının Önü


Bu kitap niyeyse elimde kelimenin tam anlamıyla süründü arkadaşlar...normalde bu tarz kitapları severim,Murathan Mungan'a bayılırım ama bu kitap bitmek bilmedi ...ömrümden ömür aldı... ama sonunda bitti..okumak isteyen varsa okusun... belki de benim için okunmaması gereken bir zamanda okunduğu için böyle oldu ama inat değil mi bitirdim sonunda...

16 Şubat 2012 Perşembe

öylesine...

merhaba arkadaşlar...
evet bir sevgililer gününü ve doğum günümü geride bırakmış bulunuyorum...
önce size benim kazma sevgilimden bahsedeyim...dedim ya herif tam bir kazma hatta öküz çıktı...hayır zaten on günde bir arayan öküzden sevgililer günümü kutlamasını  beklemiyordum da ulan hödük bari doğum günümde arasaydın...senden yatlar katlar istediğimde yok benim...sadece lanet telefon etmen yeterdi...ama dedim yaa öküzsün öküzzzzz...ne karabahtlı kör talihliymişim ben yaa...bunca zaman sonra karşıma çıkan öküze bakın yaa...reva mı bu bana şimdi...
birde doğum günümde benim için özel olan ,her fırsatta benim de onun için özel olduğumu söyleyen,aramasını beklediğim ama aramayan biri daha var...valla bişey diyim mi aldığım yeni kararlardan biri de -insanlara gereğinden hakketiğinden fazla değer verme huyumdan vazgeçmekti...herkes keyfi gibi davranabiliyorsa bende davranabilirim herhalde...o yüzden bundan sonra olacaklardan herkes kendi sorumlu...benden söylemesi...
bir de benim için süprizler hazırlayan can ciğer arkadaşlarım, dostlarım ve ailem...sizi seviyorum...herkes yalan her şey yalan bir sizler varsınız...arabeske bağlamadan bitireyim şu postu en iyisi...
işte bu iki günün özeti böyle...ben kaçar arkadaşlar...

8 Şubat 2012 Çarşamba

2 Şubat 2012 Perşembe

hayır efendim 5 ocak 2002 de yağmıştı...

sabahtan beri haberlerde -izmir'e 22 yıl sonra ilk kez kar yağdı -diyorlar...
ulan öküzler,ulan geri zekalı hazır haberciler...
allaan salakları araştırın madem haber yapıyorsunuz...


ben söyleyim bari hazıra konun...


efendim izmir'e en son 5 OCAK 2002 de kar yağmıştı...yani 22 yıl önce değil...


sayın haber merkezlerinde masa başı haberlerini bile savsaklar şekilde yapan geri zekalılar...arşiviniz yok mu sizin ÖKÜZLERRRR...

Düşkızı'nın mim'i

Sevgili Düşkızı beni mimlemiş...yılın ilk mimi...


Başlıyorum o halde...


1-Sizce çok anlamlı bir söz?
Tamam kabul ediyorum küçükken mıknatıs yutmuş olabilirim ama bütün salaklar da demir mi yuttu ne?


2-Makyajında olmazsa olmazın?
Rimel


3-Uyguladığın güzellik tüyosu nedir?
Evde kendi kendime doğal maskeler falan yaparım cildime saçlarıma ama çok sık değil...


4-En sevdiğin içecek?
Şarap ve türk kahvesi...


5-Nefret ettiğin birşey?
İnsanların yalan söylemesi ve olmadıkları insanlar gibi kendilerini tanıtma çabaları...


6-En çok sevdiğin iltifat?
Çok güzel gülüyorsun...(kahkahalarım ünlüdür laf aramızda:))


7-Favori kitabın?
Bu ara şu Dört Anlaşmaya takık durumdayım:))))


8-Sana görünüş olarak en yakın bulduğun ünlü?
ayy ben zaten ünlüyüm de bana benzeyenini de daha yapmamışlar:)))))


9-Herkesin beğendiği ama senin sevmediğin bir ürün?
Mikro dalga fırın


10-Şu sıralar almayı istediğin kozmetik ürünü?
Şu tırnaklarda resimler yapıyorlar ya onlara bayılıyorum onlardan işte...


Sanırım bitti...
Bende bu mimi yazımı okuyan herkese yolluyorum:)))))hahaha hadi size kolay gelsin :)))))))


yemezlerrr:))))mimlediklerim...


cips yiyemeyen kız
berranın çöplüğü
bir genç kızın hisli defteri
huzursuz ruhum
enkaz odası
pia in my dreams
zodyakta bokuyla oynayan kız





1 Şubat 2012 Çarşamba

subat


evet yılın en kısa ayı geldi...bu ayı hem çok seviyorum hemde nefret ediyorum...seviyorum çünkü ben dahil bir sürü kişinin doğum günü var...nefret ediyorum çünkü neyse...nefret ediyorum işte...ama şöyle de birşey var...insan nefretle nereye kadar yaşayabilir ki...ömür geçmez birinden,kendinden,birşeyden nefret etmekle...o yüzden yeni bir başlangıç içinde iyi bir ay...
işe kendimi ve bana kendinden nefret etmemi sağlayan kişileri affetmekle başladım...ve gördüm ki affettiğim için şimdi daha huzurluyum...günler boyu seni asla affetmeyeceğim dediğim şahıs...seni de affettim...şimdi istediğini yapıp mutlu mesut yaşamanı bile diliyorum...ohh bee...dünya varmış...hava ısındı mı ne?sanki güneş batmamışta daha yeni doğuyormuş gibi ...oleyy bee:))))))

herkes gider mi?


Cem Adrian - Herkes Gider mi ? (2010) ile caddeonline