İzleyiciler

31 Ocak 2012 Salı

buzzz...

hava buz gibi...gerçekten dondu bir tarafım...öğlen yemeğine bile çıkamadım...izmir böyle soğuk olmamıştı hiç...keşke sıcacık evimde olsaydım şimdi...off akşamda olmuyor...hiç çekilmiyor soğuk hava...yaz gelsin artık yaa...söz hiç şikayetçi olmayacam sıcaklardan...
heyy duydun mu hava teyzee...biraz ısıtsan diyorum şu havayı...ben ve oturan yerlerim donmadan önce bişeyler yapmalısın...

30 Ocak 2012 Pazartesi

dibe vurmak...

dibe vurmak...eskiden olsa ne ki o derdim...artık biliyorum ne olduğunu...bunca zamandır savunduğun her şeyini bir hiç uğruna kaybedince,ne yaparsan yap, ne dersen de,geri dönüşün olmadığını bilmen ve asla eski sen olmayacağını olamayacağını bilmen...işte ona diyorlarmış-DİBE VURMAK-diye...anladım ki her şeyde geç kalmışsın demek...anladım ki...seni zamanla duygusuzluğa iten bir şey...anladım ki çok boktan bir şey... 

28 Ocak 2012 Cumartesi

Kitap Tanıtımı...




Size bir gün bir cafede bir bayanla tanıştığımızdan ve bize bir kitaptan bahsettiğinden söz etmiştim.işte o kitap okundu, bitti ve sizin için kısa kısa özetlendi...umarım ilginizi çeker ve okursunuz...

Dört Anlaşma
Don Miguel Ruiz

1. ANLAŞMA:KULLANDIĞINIZ SÖZCÜKLERİ ÖZENLE SEÇİN...

*Söz insan olarak sahip olduğunuz en güçlü araçtır.söz büyü aracıdır.Ama iki yanı keskin kılıç gibi,sözünüz en güzel rüyayı da yaratabilir,etrafınızdaki her şeyi de yok edebilir...
*Sözün olağanüstü gücünü anladığımızda ağzımızdan ne tür bir güç çıktığını da anlarız...
*Bir söz,dikkatimize çapa atarak zihnimize girebilir ve tüm inanç sistemini iyiye ya da kötüye doğru değiştirebilir...

2.ANLAŞMA:HİÇBİR ŞEYİ KİŞİSEL ALGILAMAYIN...

*Etrefında olan biten hiçbir şeyi kişisel algılamayın...
*Birisi size ''hey sen çok çirkinsin''dese bile bunu kişisel algılamayın.Çünkü gerçek şu ki,bu kişi kendi duygu düşünce ve inançlarını ifade ediyor...

3.ANLAŞMA:VARSAYIMDA BULUNMAYIN...

*Her şeyle ilgili varsayımlarda bulunma eğilimimiz vardır.Varsayımlarda bulunmanın problemi,varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır...
* Soru sormak daima varsayımlarda bulunmaktan iyidir...
*Varsayımsız bir iletişim açık ve nettir,duygusal zehirden arınmıştır.Varsayımsız bir iletişim özenli bir iletişimdir...

4.ANLAŞMA:DAİMA YAPABİLDİĞİNİN EN İYİSİNİ YAP...

*Sadece yapabildiğinizin en iyisini yapın,yaşamınızda her koşulda ve her anda...
*Yapabildiğinizin en iyisini yapmakla,yaşamı dolu dolu ve yoğun yaşarsınız...

27 Ocak 2012 Cuma

karmançorman...

kafam kazan...
saç başta o biçim...
kıyafet desen eh işte...
nereye baksam sanki insanlarda mutsuzluk...
günaydının bile tadı yok...
eline sağlık demek gelmiyor içimden...
sibirya soğukları da geliyormuş...
püff o da  birşey mi...
ben zaten uzun zamandır donmuşum...
kafam kazan...
içine süt koyup kaynatsam...
bir de sahlep...
ııı ısıtacak gibi değil...

o kadar karmançorman bir şey işte...

26 Ocak 2012 Perşembe

Aldous Huxley



Başka gezegenlerde de hayat var mı diye merak ederiz,sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi... 


Aldous Huxley

25 Ocak 2012 Çarşamba

ip...

kaçtır açıp açıp duruyorum bu sayfayı bilmem ki...yazmak istiyorum ama kelimelerim kafamda kıyamet provasında...nerden başlayacağım derken ipin ucu kaçıyor...iyisi mi ben bir kaç gün birşey yazmayım...bu da böyle bir post olsun...

24 Ocak 2012 Salı

yağmur...


bugün yağmur var buralarda...

izmir bana mı ağlıyor...
yoksa sana mı...
yoksa ikimize birden mi...
yokluğun da bir...
varlığında...
o zaman niye bu sızı...
başka kişilerde seni arama çabası...
kafam gibi satırlarım...
sarmalandıkça sana çözülmez oluyor...
bir varmışsın...
bir yokmuş...
en iyisi mi...
sen hep yok ol...
ne ben ağlayayım...
ne de izmir...

yarım kalmışlara...



Zeynep Sağdaş - Yarım Kalanlara Rağmen ile vidifunny

kütük...

hoşlanırsın birinden,arada bir voltaj yükselmesi olur...
seversin için ısınır...
kanın kaynar...
sonra güzel ,sıcak şeyler olur...
özel olduğunu düşündüren...
sonra bakarsın karşı tarafa...
ne ses ne soluk duyarsın...
kütüktür ne de olsa...
sen beklersin...
beklersin...
onda hala bir tık yoktur...
haaa s..tir der...
yine beklersin...

22 Ocak 2012 Pazar

nereye gidiyorsun...


On Stage - Cem Adrian - Nereye Gidiyorsun ile Mplay


şimdi sana o kadar çok şey yazardım ki...ama bu şarkı benim bütün kanatlarımı sanki tek tek kopardı ve elime verdi...uçabilecek kanatlarım ve uçacak bir rotam yok...sende uzaksın...

21 Ocak 2012 Cumartesi

sadece sen


tamda aşk kokusu burnumda...
eski yanık bir koku...

aşkın gücünü göster bana...
hadi unuttur geçmişi...
başlayalım yeni bir aşka...
kalmasın korkular...
gitsin şüpheler...
sen kal sadece aklımda...
kalbimde...
yanımda...
sen...
sadece sen...

hangisi?

yaralarımı sarmaya yeter misin aşk...
yada yeni yaralar mı açarsın...
akrep yelkovanı kovalarken gösterecek...
hangisisin ey aşk...
hangisi?

20 Ocak 2012 Cuma

can yücel'le agresif'in sohbeti...

Bir yolun varsa gidilecek sona bırakma...
(evet var gidilecek yolum ama sonunda beni neyin beklediğini bilmeden de gidemem ki...)

Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma... 

(söylencek o kadar çok sözüm var ki söylediğimde duyacak birine ihtiyacım var...)

Görmen gerekiyorsa birini git yanına...

(hemde nasıl...ama yapamam ki...)

Okşaman gereken bir yürek varsa esirgeme elini...

(ben esirgemesem de elimi yürek istemedikten sonra...)

Hayat çok zalim;

(evet hayat çok zalim ama en zalimi de bunu geç anlamış olmam...)

An gelir...

(gelmiyor o an işte...)

Elini...Gözünü...Yolunu...Yüreğini alır senden...

(bekliyorum işte bunu...)

O zaman istesende... 

(istek kalır mı dersiniz hala...)

Dokunamaz...!

(dokundurmuyor ki...)

Göremez...!

(göstermiyor ki...)

Gidemez...!

(çağırmıyor ki...)

Söyleyemez olursun...!

(duymuyor ki...)


* Can Yücel 

(ap)


içimden cevap vermeye de başladım ya herşeye daha ne diyim...allah sonumu hayır etsin...size de kolay gelsin...

anne...

üşüyorum anne...
yalnızım üstelik...
sarılsana bana...
okşasana saçlarımı yine...
geçer desene...
diner fırtına...
açar güneş...
ısınırsın tekrar desene...
desene anne...
teselli etsene kızını...
bak gördün mü...
sen bile susuyorsun...
demiyorsun...
diyemiyorsun...
dinmiyor anne...
fırtına dinmiyor...
yağmur dinmiyor...


acı...

biter bir gün...
biter elbet...
insan acıya daha ne kadar dayanabilir ki...
kendine acı çektirmenin faydası kime ki...
onun ruhu bile duymazken bütün bunları üstelik...




17 Ocak 2012 Salı

kayıp


yürek sıkışması...
yürek burkulması...

yürek kanaması...
kan kaybı...
aşk kaybı...
ben kaybı...
sen kaybı...

çığlık

Söyleyecek sözler kalmayınca...
Ortalığı sessiz bir çığlık kaplar...
Yürekten kopan...
Duyma eylemini kulaklar değil...
Yürek yapar o vakit...
Vakit yüreklerin vaktidir...
Geç kalmak kimseye bişey kazandırmaz...
Sadece ömürden götürür...
Ömürden...

elma


sırf sen seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda değil...
anlıyorum ki benim onu sevdiğim kadar o beni sevmemiş...
canın sağolsun be...
bir başka bahara kaldı artık benim elmayla aşkım...
neyse ki bahara da az kaldı...


ne de olsa ben her bahar aşık olurum...
rüzgar olur yağmur olurum...


neyse bu postun bokunu çıkarmadan bitireyim ben en iyisi...aslında post değil de idare edin artık...

11 Ocak 2012 Çarşamba

öylesine...

insanlar ne tuhaf ya aklım almıyor bazen yaptıklarına...yapmayacağım,etmeyeceğim  dedikleri şeyi daha söyledikleri sözlerin üstünden 24 saat geçmeden bir bakıyorsun yapmış;yapacam dedikleri şeyleri de ya yapmamışlar yada baya bir rötardan sonra lütfen yapmışlar...ne oluyor bu durumda...güvenmiyorsun karşındakine...samimiyetinden şüphe duyuyorsun...olmadıkları insan olmaya çalışmak niyeyse...amann neyse öylesine aklıma geldi de yazdım bende...

10 Ocak 2012 Salı

4 anlaşma...

bu notu aslında dün yazacaktım ama bir türlü yazmaya fırsat bulamadım.
neyse çok sevdiğim bir arkadaşımla cuma akşamı bolina cafede buluşmuştuk.orada çok tatlı bir bayanla tanıştık.sohbet muhabbet baya güzeldi.o bayan bize bir kitaptan bahsetmişti.biz de adını yazarını not etmiştik alalım diye.hafta sonu çıkmadım evden ama arkadaşım çıkmıştı.sonra pazar akşamı beni aradı.laf arasında ne yaptığımı falan sordu.amacı evden çıkıp çıkmadığımı öğrenmekmiş meğerse.sonra dayanamadı söyledi.sana sürprizim var dedi.d&r'a gitmiş cumartesi günü.bana ve kendine o kitabı almış.nasıl sevindim anlatamam.pazartesi sabah otobüste karşılaştık yine.ve kitabımı verdi.çok mutluyum çookkkk.teşekkür ederim sana canım arkadaşım teşekkür...

bu arada adı geçen kitap DON MİGUEL RUİZ'in DÖRT ANLAŞMA kitabı...

7 Ocak 2012 Cumartesi

karikatür :)


2011 de okuduğum kitaplar...

geçen yıl okuduğum kitapların bir listesini yaptım.bir baktım ve de hatta utandım çok az okumuşum meğerse...niye böyle oldu ki diye düşünmeden edemedim...halbuki kitapsız boş geçirdiğim günüm olmadı...yada bana öyle gelmiş...
neyse liste yaptım sizlerle paylaşayım dedim...(bana ne lan senin okuduğun kitaplardan dümbük-de diyebilirsiniz.ama blok benim değil mi yazarım yazarım diye bir cevap verebilirim.hatta daha komplike cevaplarda verebilirim yani...)
  1. Kukla-(Ahmet Ümit)
  2. Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
  3. Patasana
  4. Beyoğlu Rapsodisi
  5. Kavim
  6. Aşk Köpekliktir
  7. İstanbul Hatırası
  8. Ninanthanın Bileziği
  9. Limon Ağacı-(Sandy Tolan)
  10. Zar Adam-(Luke Rhınehart)
  11. Olasılıksız-(Adam Fawer)
  12. Şibumi-(Trevanıan)
  13. Eksik Hayatlar-(Alphonse Daudet)
  14. Katre-i Matem-(İskender Pala)
  15. Şah Ve Sultan
  16. Açlık Oyunları-(Suzanne Colıns)
  17. Alaycı Kuş
  18. Ateşi Yakalamak
  19. Kelebek-(Henri Chariere)
  20. Banko
  21. Alacakaranlık-(Stephanıe Meyer)
  22. Gölge Kapanı-(Alper Giray Urbanoğlu)
  23. Şeytanın Sağeli-(John Saul)
  24. Vasiyet-(Elizabeth Adler)
  25. Satranç Cinayetleri-(Cenk Çalışır)
  26. Kanlı Tutku-(Osman Aysu)
  27. Muz Sesleri-(Ece Temelkuran)
  28. Kimya Hatun-(Saide Kuds)
  29. İki Yeşil Susamuru-(Buket Uzuner)
  30. Yeşilçam Dedikleri Türkiye-(Vedat Türkali)
  31. Leyleklerin Uçuşu-(Jean Christophe Grange)
  32. Küçük Aptalın Büyük Dünyası-(Pucca)
  33. En Son Yürekler Ölür-(Canan Tan)
  34. Şifre Gizli 17-Ferhan Topçu

bu seneye Murathan Mungan'ın Kaf Dağının Önü'yle başladım...sırada İskender var Elif Şafak'ın...
neyse öyle işte...çookkk okumam lazım çookkkk ....


5 Ocak 2012 Perşembe

BOLİNA CAFE 2




dün anlattığım BOLİNA CAFE vardı yaa işte oranın resimleri ...bugün de arkadaşımla otobüste karşılaştık ve ben kendimi yine BOLİNA 'da buldum...fotoğraftakiler üstteki Rabia...yandaki Nur...alttaki bizimle alakası yok bir müşteri...kafe küçük ama dediğim gibi şirinmiş değil mi?


4 Ocak 2012 Çarşamba

bolina cafe...

her sabah işe giderken otobüste okuma alışkanlığım var...yol 25 dk sürüyor ve ben büyük bir keyifle bunu hep yapıyorum...bugün kitaba o kadar kaptırmışım ki kendimi ineceğim durağı kaçırmışım...hal böyle olunca da ''aamaann boşver'' dedim ve son durakta indim.yaklaşık 11 senelik arkadaşımda orda bir otelde çalışıyor.beni otellerinin karşısında bir cafeye götürmüştü BOLİNA CAFE...iki kız kardeş çalıştırıyor çok şirin bir kafe...sahipleriyle hemen böyle kaynaşma durumları olmuştu ilk gittiğimde zaten...sabah onlara süpprriiizzz diye içeri girince çok şaşırmışlardı...gittiğimde arkadaşım daha gelmemişti...meşhur gül böreklerinden yedim...2 senedir her sabah börek poğaça ile kahvaltı yapan ben hayatımda yediğim en lezzetli en hafif gül böreğini yedim orda...ve söyledim de zaten kızlara...ellerine sağlık valla keşke bizim işyerine yakın olsalarmış çıkmazdım ordan ama ben fırsat buldukça sabahları geç kalmayı düşünüyorum artık:)))onlarla sohbet ederken arkadaşım geldi ve şokkk:) aaa süpriizzz çığlıkları arasında öpüşme koklaşmadan sonra kahvelerimizi de içtik...sonra bindim taksi dolmuşa işe geldim...sabah sabah güzel başladım güne yani...izmirliler tavsiye ediyorum size BOLİNA CAFE çok süper..servis güzel tadlar güzel fiyatlarıda gayet uygun...hıı bir de krepleri ve mıhlaması meşhurmuş oranın...mövenpick oteli karşısı...mutlaka gidin derim:))resim çekmeyi akıl edemedim ama nasılsa daha çok giderim eklerim yazıma o zaman...

2 Ocak 2012 Pazartesi

ve sonunda Leman Kültür İzmir'de...
bu öğlen gittim yemeğimi orda yedim...çalışanlar o kadar güler yüzlü ki...daha Leman Kültür'ün merdivenlerinden çıkarken gülücükler prensesi karşılıyor seni...teşekkür ederim sana gülücükler prensesim...içeri oturdum ve bir tane daha gülücükler prensesi geldi elinde menüyle...menü süper komik...yemek isimleri çokkk komik...adını unutuğum bir lezzet tattım yarın adını not ederim artık...seneler önce Ankara'da gitmiştim Leman Kültür'e ve İzmir 'de de olsa keşke demiştim...o gün bugünmüş...çokk mutluyum çookk...Menünün fotoğrafını ekledim ama heryeri ayrı bir güzel olmuş...hergün gideceğime göre değişik fotoğraflarını paylaşırım sizlerle...

DAYATILANLA YAŞAMAK ARKADAŞIMIN MİMİNE GÖNDERME...

canım blogdaşım beni mimlemişti...dayatılanla yaşamak...ewet senden bahsediyorum:)mim konusu da ''karşınızdakini mutlu etmek için 10 şey''başlayım o zaman o 10 şeye...


madde 1- her zaman dürüst olurum...(karşımdakinin dürüst olduğunu bildiğimde ben mutlu olurum çünkü...)


madde 2-sevdiğimi  her zaman belli ederim dile getiririm...(sevildiğini duymak herkesi mutlu eder,söylemeyi
              beklemek yada ertelemek için hayat çok kısa...)


madde 3-sıkıntılı anında hep yanında olduğumu hissettiririm...(sıkıntılı olduğumda yalnız olmadığımı hissetmek
             bana mutluluk ,güç verir...)


madde 4-arayıp sormak...(durduk yere aranmak hoşuma gider mutlu olurum...düşünülmek güzel şey nede
              olsa...) 

madde 5-olmadık zamanlarda kafayı çekmek yada kahve keyfi yapmak...(açıklamaya gerek var mı?)

madde 6-hediye vermek...(hediye herkesi mutlu eder...kitaplar özellikle...)

madde 7-karşımdakini kırmamaya çalışırım...(bu bazen beni kırsa bile bunu hep yaparım...önemli olan karşım-
              dakini o an için kırmamak mutlu olmasına izin vermek...rövanşı olur nasılsa...)

madde 8-küçük küçük notlar hazırlayıp alakasız zamanlarda göndermek....(eskiden bunu çok yapardım .ev 
              arkadaşım çok mutlu olurdu...birtür oyun olmuştu aramızda...mutluluk oyunu...)

madde 9-hafta sonu kahvaltısına davet etmek...(buna bayılıyorum işte...)


madde 10-kendim olmak...(kendin olunca hayat daha güzel...hem sana hem karşındakine...)




bunlar beni mutlu eder...karşımdakilerinin de mutlu eder diye düşünüyorum...küçük şeyler ama zaten hayat küçük şeylerin toplamından oluşmuyor mu?


canım arkadaşım umarım beklediğin gibi bir yazı olmuştur...




HERKESE MUTLU YILLAR DİLERİM AYRICA...